#TheDiaryGame - #club100 - İstanbul Üzerine

in Steemit Türkiye3 years ago (edited)

IMG-20220425-WA0001.jpg

İstanbul... Kadim şehir. 'Dünya bir ülke olsaydı başkenti İstanbul olurdu' diyen Napolyo'nun övdüğü şehir. Köprü bir bağ mıdır yoksa boğazın iki tarafı ayırdığı tarihten beri iki yakanın birbirlerine hem hasret duyup hem de bu hasretin verdiği hoşnutlukla birbirlerini uzaktan seyretmesini engelleyen bir zincir midir? Hasret bağlayıcıdır... Sevdiğinin hep hasretini duymak, yanında olup da sevememekten daha güzeldir. Bu yüzden platonik aşklar asla unutulmaz.

İstanbul'un iki yakası. Birbirlerini hep seven iki aşık gibi. Tüm İstanbul aşıkları, İstanbul'u hep güzel bir kadına benzetmişlerdir. Ama İstanbul'un iki yakası birbirine aşık iki yaka ise Avrupa yakası kadın, Anadolu'da yakası erkektir. Tıpkı hep Avrupalı kadınları seven Anadolu erkekleri gibi...

IMG-20220425-WA0016.jpg

İstanbul hakkında yazılmış birkaç şiir okumak ister misiniz? Araştırdığım bazı kaynaklarda ismi geçen, İstanbul hakkında şiir yazmış eski şairlerden birkaç şiir.

Moiro... Bazı kaynaklarda trajedya yazarı Homeros'un annesi olarak geçen ve ulaşılan kaynaklara göre İstanbul hakkında en eski şiiri yazmış olan kadın şairdir. Zaten Homerus gibi bilge biride ancak böyle şairane bir kadının eğitiminden geçmiştir. İstanbullu bilinen ilk ozandır. Buyrun size Moiro'dan İstanbul ile ilgili bir dize;

Ey ağaç perileri, ırmağın kızları,
pembe ayaklarıyla kuytu ormanın
derinliklerinde koşan tanrıçalar!
Koruyun, çamların altında size
Bu güzel yontuları sunan Kleonymos'u.

Güzel bir kadın olan İstanbul'a, dizelerini döken ilk kişi de güzel bir kadın.

IMG-20220425-WA0041.jpg

Birbirine hem kavuşamayan hem de bu hasretliğin verdiği aşkı seven Avrupa ve Anadolu yakasına yapılmış köprüler ne için? Adeta boyutlarının bir yerlerine iki uzun kazık saplanmış gibi birbirlerine zincirlendiler. Her şey insan için mi? Ya toprağın hakkı... Ya aşıkların hakkı ne olacak. Boyunlarından delinmiş iki aşık. Birbirlerine olan uzak hasretlik onları mutlu ediyordu. Hani bir şeye kavuşmanın öncesi hep daha güzeldir ya... Bir yeri fethetmenin o yeri ele geçirdikten sonraki halinden daha güzeldir ya... Birini uzaktan sevmek, onunla kavuştuktan sonraki monotonluktan daha güzeldir ya... Bırakın birbirlerini uzaktan sevsinler. Zaten iki yakanın üzerindeki doğasını yok edip kendi inşasını kurmuş insana hiçbir şey hiçbir zaman yetmiyor. Hep bir şeyler daha olmalı, yeni binalar, yeni parklar, yeni ağaçlar olsun istiyor. Ağacın bile yenisini, yapay olanını istiyor.

IMG-20220425-WA0040.jpg

İmparator İulianus da İstanbul sevdalısı bir şairdi. Hem İmparator hem de yaşadığı şehri sevip de ona dizeler yazan nadir bir liderdi. Hıristiyanlığı beğenmeyip de Pagan inançlarını benimsemiş biridir. Eski Mısırdan Roma'ya geçen ve sonra harmanlanarak Kiliselerin içine yerleştirilen şimdiki Hıristiyanlığı oluşturan bir dindir Pagan dini. Hani yıllarca imparatorluk yaptı deseniz, ve böylece İstanbul'u sevip de bu yüzden şiirler yazmış biri deseniz, öyle de değil. Sadece iki yıl imparatorluk yapabilmiş. Aslında hayatı Lutesya(Paris), İstanbul ve Antakya üçgeninde geçmiş biri. Bir nevi dönemin en güzel şehirlerinde. Şehir aşığı olan ozanlardan. Bakalım İstanbul için ne yazmış;

Ne tuhaf gördüğüm şu kamışlar!
Başka bir toprak yetiştirmiş olmalı,
belki bir tunç tarlası doğurmuş
büyütmüş bu yabanıl kavalları.
Havadaki yel değil onları öttüren,
Aiolos'un tulumuna benzer
bir boğa gönünden, deli bir rüzgâr
esip yollar açıyor kendine
oyuk kamışların kökleri dibinden,
ünlü bir çalgıcı, ayakta durmuş,
çevik parmaklarını gezdiriyor,
borulara ses veren taşların üstünde
ve parmakların küçük sıçramalarından,
ne tuhaf! Tatlı ezgiler doğuyor önümüzde.

IMG-20220425-WA0022.jpg

Üstünden geçerken hiç düşünmeyiz neyin üzerinden geçtiğimizi. Bize göre insanların rahatlıkla ulaşım sağlaması için kurulmuş köprüdür. 'Köprü'... bağlantıyı kuran kelimedir. Dile hoş gelir. İyi bir şeymiş hissi verir. Her köprü iyi midir? Bugüne kadar bir kötülüğe sebep olsun diye kurulmuş köprüler yok mudur? O köprülerin ayakları çakılınca her iki yakaya binlerce, onbinlerce hatta milyonlarca yıldır birbirine hasret ama bu hasretlikten hoşnut iki yakaya bir yara açtığımızı düşündük mü acaba? Birer zincir vurduğumuzu düşündük mü boyunlarına.

İlk köprü ne zaman yapılmıştır acaba insanoğlunun tarihinde. İnsanlığın temel bilimlerini peygamberler vermiştir toplumlara Allah'ın yol göstermesiyle. Peygamberler arasında mimar olan hangisiydi? Ateşin bulunması, giyeceğine yapılması, buğdayın biçilmesi, bıçağın yapılması, tekerleğin icadı, saatin bulunması, tarımın yapılması, yiyeceklerin pişirilmesi, hastalıkların şifası, nelerin yenebileceği, nelerin yenmeyeceği, saçların sakalların vücudun temizliği, doğumun nasıl olması gerektiği gibi şeyler hep peygamber ilmidir. Aksine insanlar kendilerinden öğrenmemiştir çoğunu. Bir yerlere köprü yapılması fikride peygamberlerden gelen ilimdir. Ama peygamberlerden gelen ilimler insanlar tarafından hep iyiye kullanılmamıştır. Zaten zalimler hep ön planda olmuşlardır. Köprüyü kurmak kimi zaman bağlantı olsada kimi zaman kentlerin şehirlerin daha kötüleşmesine de sebep olmuştur. Bir örnek veremem elbet, ama şu ana kadar dünyada yapılmış her şey insanlara bir zulümde sağlamıştır insanların eliyle.

IMG-20220425-WA0018.jpg

Gelin bir de Kyros'a kulak verelim. Yunan Antalojyası'nda ismi Ozan Kyros ya da Konsül Kyros olarak geçen biridir. İstanbul valiliğide yapmış, ama artık sebebi nedir bilinmez kendisinden mi, yoksa kralın nefretinden mi, bu görevden düşürülmüş ve Kütahya'ya sürgüne gönderilmiş. Yaşadığı dönemde midir yoksa sürgünden sonraki hasretinden midir, İstanbul'a şiirler yazmıştır.

Keşke tıkız yapağılı koyunları
otlatmayı ögretseymiş babam bana!
Oturup bir karaağacın altına
ya da bir kayanın dibine
kaval çalıp dindirirdim acılarımı.
Gelin Pierialı kızlar, kaçalım,
bırakıp gidelim bu yapıları güzel kenti,
kendimize başka bir yurt bulalım.
Ve söyleyelim herkese: Galebe çaldı
balarılarına, işe yaramaz eşekarıları.

IMG-20220427-WA0004.jpg

İstanbul... Kadim kent. Ama artık sevilmeyen kent oluyor. Gezince güzeldir İstanbul. Ne yazık ki hoyratça kullanan yöneticiler yüzünden ve tüm iş imkanlarını İstanbul'a açanlar yüzünden doldukça doluyor. Ve şimdi de genç ve güzel kadın olan Avrupa Yakasının, boynundan koparılması için projeler hazırlanıyor. Evet gerçektende 'Çılgın Bir Proje'ymiş. Zaten yorulmuş olan bu şehre son darbeyi vurmayalım artık.

•Şiirler; Enver Ercan tarafından hazırlanmış, Kültür A.Ş. yayınevi tarafından basılmış, İstanbul'un 100 Şiiri adlı kitaptan alıntılıdır.

Sort:  

Merhaba paylaşım için teşekkür ederiz. Sizden ricam alıntı yaptığınız metinlerin kaynak linklerini belirtelim.