Mustafa Kemal Atatürk'ün Adana'daki Son Yorgunluk Kahvesi

in #tr6 years ago (edited)

1.JPG
Kaynak

      24 Mayıs 1938 tarihli yukarıdaki fotoğrafta Mustafa Kemal Atatürk'ü Adana Seyhan nehri kıyısında kahvesini yudumlarken görüyoruz. Ziyaretin sebebi tahmin edebileceğiniz gibi Hatay sorunu! O günlere ufak bir pencere açalım..

     Hastalığının farkedilmesinin ardından Atatürk'ü yabancı bir doktora görünmeye ikna etmek uzun süre alıyor. Nihayetinde ikna oluşunun ardından, Professör Fissinger Türkiye'ye ilk gelişinde 3 gün kalıyor. Bu süre içinde Mustafa Kemal Atatürk'ü muayene ediyor ve 3 ay boyunca günün 23 saatini arka üstü yatarak geçirmesi gerektiğini söylüyor. Bunun dışında Atatürk'ün bir sene istirahat ederek herhangi bir işle meşgul olmaması gerektiğini bildiriyor. 3 ay sonra tekrar muayene etmeye gelmek üzere Paris'e dönerkende yapılacak tedavi, yemek ve istirahat şekli hakkında detaylı bilgi vererek ayrılıyor.

4.JPG
Kaynak

     Ancak Atatürk'ü bu kadar uzun süre dinlenmeye ikna etmek mümkün müdür? Onun gibi bir eylem adamının 23 saat dinlenmesi olasılık dahilinde değildir. O memleketinin içinde bulunduğu durumları ve çareleri düşünürken çoğu zaman uyku zamanından feragat etmektedir. Sakarya Meydan Muharebesi'nde kırık kaburgalarına rağmen pes etmemişken şimdi hangi kuvvet onu ikna edebilir? Üstelik Hatay gibi kendini adadığı bir mesele ile boğuşmakta iken..

      Fissenger'in dinlenme uyarılarına daha ilk günlerden sinirlenmiştir. Bu duruma kısa bir süre uyduktan sonra son gelişmeler üzerine 19 Mayıs 1938 günü Mersin'e hareket emri vermiştir. Yola çıkmak üzere Ankara Garı'na giderken stadyumdaki bayram kutlamalarına uğrayan ve Yugoslav bakan ile görüşen Atatürk, hastalığını duyan ve endişe içinde olan halk tarafından çılgınca tezahüratlarla karşılanmıştır. Ankaralılar ise o gün son kez bir bayram kutlamasında atalarını göreceklerini nereden bilebilirlerdi ki?

5.JPG
Kaynak

      Doktorların istirahat uyarılarına rağmen seyahat etme kararı almasının arkasında, halen gücü kuvveti ayakta durmaya yeterken, Hatay'ı bir an önce ana vatana katmak arzusu vardır. Fransızlarla yapılan görüşmeler uzamıştır ve Atatürk kararlılığını tüm dünyaya göstermek istemektedir.

" Çocuklar! Ben kilo alıyorum. Pantolonlarım dar geliyor, çoğunu bollaştırmaya mecbur oldum. İçlerinde yenilerini sizlere hediye edecektim ama maşallah hepinizde göbek yerinde! "

6.JPG
Atatürk Mersin'de tören birliğini denetliyorKaynak

      Trende ona eşlik edenler ise karın şişliğinin hastalığın bir etkisi olduğunu bildiklerinden kederlenmişlerdir. Atatürk, yanına çok sevdiği Mareşal üniformasını da almıştı. Amacı giymek değil, gerek Hatay konusunda karar veren arkadaşlarına gerekse fısıltı gazetesine etki etmekti. Nihayetinde 20 Mayıs günü Mersin'e varılır ve heyette Atatürk hariç kimsenin haberi olmayan, büyük bir askeri geçit töreni yapılır. Bir dakika dahi ayakta durması doktorlarca yasaklanan Atatürk, Mersin'deki bu töreni 40 dakika boyunca ayakta ve gözleri Mehmetçiğini izlemenin verdiği gururla yaşlı izlemiştir. Acaba o anda Atatürk'ü gören bir kimse bu canlılık ve kararlılık karşısında hasta olduğuna inanır mıydı?

i.JPG
Atatürk Mersin'de tören birliğini denetliyor Kaynak

      Elbette bu hareketlilik onu yormuştu. Vali Konağı'na döndüğünde ise oldukça yorgundu. Ertesi gün Mersin civarındaki eski eserleri gezmek onu daha da yormuştu. Akşam ise Mersin Limanı'ndan hareketle bir motor gezisine çıktı ki onu biraz olsun rahatlatmışa benziyordu. Burada içli bir sesi olan Hafız Mehmet'in plaklarını istedi. Gözlerini kapatmış dinlerken derin bir iç çekişin ardından:

8.JPG
Atatürk Mersin kıyılarını gezmek üzere motora binerkenKaynak

" Çocuklar, bu kubbede baki kalan yalnız bir hoş seda imiş..." demiştir. Kılıç Ali'ye göre derin derin düşüncelere dalan Atatürk, yakın bir zamanda bu geçici dünyadan ayrılacağını düşünüyordu...

      Bu sırada Ankara'dan gelen haberlere göre, Atatürk'ün Hatay sınırına yakın bir seyahate çıkması, Fransa ile Cenevre'de yapılan görüşmelere oldukça olumlu etki ediyordu. Atatürk ve heyeti, Mersin'den sonra ilk önce Tarsus'ta milletine armağan ettiği çiftliğe uğrar ve daha sonra Adana'ya geçerler. Bu yolu takip etmelerinin sebebi ise Adana'ya girişte anlaşılmıştır. Atatürk tıpkı Mersin'deki gibi ancak çok daha kapsamlı bir askeri geçit töreninin burada da düzenlenmesini emretmiş. Çok büyük bir düzen içinde gerçekleşen tören bir saat yirmi dakika sürmüş ve Atatürk tamamını ayakta seyretmiştir.

9.JPG
Atatürk Adana'da geçit törenini takip ediyor Kaynak

      Hatay meselesi sebebiyle çıktığı Mersin, Tarsus, Adana ziyareti ve buralardaki resmi geçitler sebebiyle Atatürk'ün sağlık durumu kötüleşmiştir. Adana'da hava çok sıcaktır ve Atatürk yorgun ve dermansızdır. Hastalığı üzerine kısa sürede trenin hazırlanmasını istemek zorunda kalmıştır. Bu sırada Vali Tevfik Hadi Baysal, Adanalıların hasretini ve onu görmek istediklerini, dolayısıyla Adana'da istirahat etmeleri isteğini belirtince Atatürk Salih Bozok'a:

"Salih, Adana'yı gündüz gözüyle bir kez daha görelim" demiş ve Seyhan Nehri kenarındaki Ulus Parkı'na gelmiştir.

10.JPG
Atatürk Adana Ulus Parkı'nda dinlenirken Kaynak

      Burada ikram edilen portakal suyunu, doktorun zararlı gördüğünü belirterek reddetmiş ve şekersiz kahve istemiştir. Seyhan Nehri kenarındaki fotoğraflar işte bu sıralarda çekilmiştir. Burada yarım saat kadar oturduktan sonra Atatürk ve yanındaki heyet, Ankara'ya doğru yola çıkmışlardır. Atatürk yorgunlukla birlikte büyük bir hararet duymaktadır ve buzhaneden çıkarılıp hediye edilen portakal sepetinden yedi sekiz portakal yemiştir. Yediği her portakalın ardından da derin bir oh çekmektedir. Bu sayede harareti dindikten sonra ise vakit kaybetmeden yatağına uzanmıştır . Tren, Ankara'ya vardıktan sonra bir gün kalıp İstanbul'a hareket etmiştir.

12.JPG
Atatürk Mersin gezisi dönüşü Ankara Garı'nda Kaynak

"Ben gerektiği zaman, en büyük hediyem olmak üzere, Türk Milleti'ne canımı vereceğim!"

      Şahsi meselem dediği Hatay için tüm doktor uyarılarını göz ardı etmiş ve doktorlarında söyledikleri gibi hastalığı daha kötüye gitmiştir. Eğer ki bu seyahate çıkmamış olsaydı belki de 6-7 sene daha yaşaması mümkün olacaktı kim bilir.. Şevket Süreyya Aydemir'in şu sözleri ile tamamlayalım:

Dönüşü Olmayan Yol

Büyük insanların hayattan kopuşu, ulu ağaçların topraktan sökülüşü gibi çetin, heybetli, direnişli olur. Çünkü ulu ağaçların, köklerini toprağın derinliklerine yaymaları gibi, büyük insanlar da ihtirasları, çabaları, zaferleri ile toplumun yapısına derinliğine işlemişlerdir. Onlar hayata, bizim anladığımızdan daha başka haklar ve ihtiraslarla bağlıdırlar. Hem, hayat onların hakkıdır da. Çünkü onlar, yıllarca süren mücadelelerinde hayatı yenmiş, fethetmiş gibidirler. Hayatı, kendi mülkleri sayarlar. Bu mülkün haklı sahibi de onlardır...


  • Atatürk'ün Adana Seyahati:


Kaynakça


Kitaplar

Son Günleri - Kılıç Ali
Atatürk'ün Son Günleri - Cemal Kutay
Tek Adam - Şevket Süreyya Aydemir
Bağlantılar

Atatürk'ün Adana Ziyaretleri - Erdem Çanak
Mustafa Kemalk Atatürk'ün Adana'yı 9. Ziyareti

Sort:  

Atatürk’ün vatan sevgisini, devrimlerini, söylemlerini ve icraatlarına nankörlük eden bir kitle hortlatılmaya çalışılıyor. Onu kendine rakip gören bu zihniyetlerin, Atatürk’ün vatan ve hayat için verdiği mücadelenin eşiğinde dolaşan hamamböceklerinin hayat gayesinden hiç bir farkı yok.

Dünyanın hiçbir yerinde kurucu lider ve kadrosu bizim ülkemizde olduğu kadar kendi milleti içinden çıkanlar tarafından kötülenmemiş, hatta bu davranışlar düşmanlığa kadar vardırılmamıştır. Temel sebep bizim toplumumuzun öncelikle tarih bilgisinden yoksunluğudur. Kabul edelim ki tarihini doğru bilen nesiller yetiştirmek konusunda çok geriyiz. Bunun sonucu; uydurma tarih yalanlarının tekrar edilerek zaten bilgisiz olan insanların etki altın alınması oluyor. Bu durumu ciddiye almayanlara ise önerim Kurtuluş Savaşı'ndaki yerli işbirlikçiler üzerine bilgi ve belgeye dayalı araştırmalar yapmalarıdır...

Yazının tüm kelimelerine tüm benliğimle katılmakla beraber, bilgi ve belgeye dayalı araştırma yapılmalı konusunda, ne yazık ki! okumayı, araştırmayı, irdelemeyi ve sorgulamayı bilmeyen/bilmesi istenmeyen/bilmekle beraber işine gelmeyen kitle oluşturma gayretinde olan kütlelerle mücadeleden bahsediyoruz.

Selamlar.
Yazınız @turkce-bilim değerlendirmesi ile @trliste ve @tryardim tarafından oylanmıştır.
Sevgiler.

"Ben gerektiği zaman, en büyük hediyem olmak üzere, Türk Milleti'ne canımı vereceğim!"

Sevgili atam dediği gibi bizler içşn canını ömrünü verdi. Ruhu şaad olsun.


Bu yazı Curation Collective Discord Sunucusunda küratörlere önerilmiş ve manuel inceleme sonrasında @c-squared topluluk hesabından oy ve resteem almıştır.
This post was shared in the #turkish-curation channel in the Curation Collective Discord community for curators, and upvoted and resteemed by the @c-squared community account after manual review.

Thank you for your support @c-squared

Congratulations! This post has been upvoted from the communal account, @minnowsupport, by emirfirlar from the Minnow Support Project. It's a witness project run by aggroed, ausbitbank, teamsteem, theprophet0, someguy123, neoxian, followbtcnews, and netuoso. The goal is to help Steemit grow by supporting Minnows. Please find us at the Peace, Abundance, and Liberty Network (PALnet) Discord Channel. It's a completely public and open space to all members of the Steemit community who voluntarily choose to be there.

If you would like to delegate to the Minnow Support Project you can do so by clicking on the following links: 50SP, 100SP, 250SP, 500SP, 1000SP, 5000SP.
Be sure to leave at least 50SP undelegated on your account.

Congratulations @emirfirlar! You have completed the following achievement on Steemit and have been rewarded with new badge(s) :

Award for the number of upvotes

Click on the badge to view your Board of Honor.
If you no longer want to receive notifications, reply to this comment with the word STOP

Do you like SteemitBoard's project? Then Vote for its witness and get one more award!

mustafa kamal atatur betray muslims.

@helmiidris This is verry funny because you don't know anything about Mustafa Kemal Ataturk. You must see what the Muslims say, here are a few examples:

At first, your leader Mohammad Hatta says:

  • "In the second place, the Turkish struggle for freedom, so valiantly championed by Kamal Ataturk after the First World War was regarded by the Indonesians as their own struggle. The Indonesians too were striving to free themselves from Dutch colonisation and at the same time that the Turkish people fought their war for freedom, the Indonesians embarked on a new course in their struggle and adopted a policy of non-cooperation. In their struggle for independence the Indonesian people found new inspiration and a source of strength in the victories won by the Turkish people under the leadership of Kamal Ataturk. Ankara was regarded as the Mecca of modern nationalism. The victories of the Turkish Army at Sakaria and Afyon Karahisar will remain in the memory of the Indonesians as momentous events that determined the course of history: the dawn of Asian freedom was beginning to break.From that time the Indonesian people were strengthened in their belief that their ideals would surely be realised. They developed a firm conviction in the righteousness of teir cause and the foundation on which it rested, via, a strong confidence in their own capacities and capabilities, without expecting help from others." Mohammad Hatta Republik Indonesia Sarikat Perdana Menteri Source

and a few more examples:

  • "Mustafa Kemal Atatürk is the greatest man of all times ever. All the Muslims in the world rotated their eyes to ATATÜRK with their love and admiration" Muhammed Eyub Han, President of Pakistan

  • "Ve haza Mustafa fihim Kemal ", "Atatürk is the bouncer of Muslims against oppression and heroism." Ahmet Ginabe, Libyan Poet

  • "Mustafa Kemal Atatürk has been my hero since years of youth." Pandit Jawaharlal Nehru, first prime minister of india

The villagers call him Allah's beloved servant, the muslim religious leaders call him faith's sword, the politicians call him revolutionist in all Islamic region of easts from Egypt to India. You must read more !!!

When Ataturk died the Islam world said: "The hero of Islam" , "The great Islam leader " , "The hope of the Islamic world", "The pride of Islam", "The honorable child of Islam", "The savior of Asian nations" so your ridiculous word has no meaning.