Orlando Gezisi Part II : Bitmeyen Koridorlar, Hikayeler ve Arkadaşlar

in #tr6 years ago

Merhabalar,

Bu yazıya bir önceki yazıda kaldığımız yerden devam ediyoruz. Ne demiştik? Otel demiştik!


Bitmeyen Koridorlar


Söylediğim gibi ben bu kadar büyük bir otelde hiç kalmamıştım. 255 dönümlük bir araziye uzanan otelmizin 1501 tane odası var. Tabi ki bu dönüm bizim bildiğimizden değil o yüzden bu birimi kilometrekareye çevirmekte fayda var. Kısacası otelin büyüklüğü 1 kilometrekareden biraz fazla. Bunun yanı sıra otel; 4 havuza, 2 voleybol (biri olimpik) 1 basketbol sahasına, 18 delikli golf kortuna, kendine özel göle (bu gölde balık da tutabiliyorsunuz) ve 15'den fazla restorana ve bara sahip. Sayarken ben yoruldum. E o zaman şu gölün manzarasını bir paylaşalım değil mi?


Bazı arkadaşlar palmiye ağacı görmekten sıkıldı sanırım. Bu resmi onlara hediye ediyorum :))


Konferansın verdiği yorgunluktan olsa gerek otele girdiğimde büyüklüğünü çok da farketmedim açıkcası. Ama bu fikrim asansörden odama doğru giderken değişmeye başladı. Koridorlarda kaybolmamı bir kenara bırakın otelin içerisinde bu kadar yürüyeceğimi hiç mi hiç tahmin etmemiştim doğrusu. Yok canım sen de diyenler için odanın önünden başlayıp asansörlere gidişimi gösteren hızlandırılmış bir videoyu da iliştireyim şuraya...




Otelin bahçesinde gezerken timsahları beslemeyin yazısı dikkatimi çekti. Floridada 2 tür timsah var birisi crocodile diğeri ise alligator. Bunların en net farkı ise ağızlarını açabilme yetileri. Crocodile cinsi timsahlar ağızlarını genişce açabilirken alligatorlar için aynı durum söz konusu değil. Bu yüzden alligatorlar genelde insanlara da çok saldırmıyor. Böyle kamuya açık yerlerde onları yüzerken ya da sessizce su kenarında takılırken görmek de mümkün oluyor. Otelin bahçesinde hiç göremedim maalesef. Ben yüksek lisansımı yaparken bizim okulun gölüne kanoya binmeye çok giderdim. Okulun gölünde bolca alligator görmek mümkündü. Hiçbir agresif hareketlerini görmedim açıkcası. Çok şeker hayvanlar :)) Bahçede gezinirken bir de balık tutan insanlar da gördüm. "Rastgele!!" diye bağırmama rağmen dönüp bakmadılar bile, çok alındım dostlar çok... Baktım ki buradaki insanlardan yüz bulamayacağım, soluğu havuzda aldım.

Hangi havuza girmek istediğimi seçmek zor olsa da kendime su fışkiyesi olan bir havuz buldum. Pratik Türk zekasının getirisi olsa gerek "yahu arada rüzgar eser bu fışkiyeden bana biraz su serpişir" düşüncesiyle serdim havlumu şezlonglardan birine. O esnada çektim bu diğer fotoyu. Haklı da çıktım arkadaşlar. Ara ara serinletici su partikülleri geliyordu vücuduma. Ohh nispet yapmak gibi olmasın ama keyfim nasıl da güzeldi :)) Otelden havuza çıkan yolun koridorlarında otelin inşaatı esnasında çekilen fotoğraflardan bir nevi ufak sergi yapmışlar. Oradan aldığım bilgiye göre otelin inşaası tam 4 sene sürmüş. Geçtiğimiz senelerde de tekrar bir inşaatla 300 küsür oda daha eklemişler. 1200 oda yetmemiş anlaşılan.

Havuz sonrası otelin lobisinde daha fazla vakit geçirmeye karar kıldım. Bir yerlerden kulağıma kuş sesleri geliyordu fakat sesin kaynağını bulamıyordum derken arkamı döndüğümde büyükçe bir kuş kafesi olduğunu farkettim.


Kuş kafesimiz
Tellerin arasından birkaçını yakaladım.

Otelin lobisinden daha da fazla resim paylaşmak isterdim ama sizleri resme boğarak bu yazıyı daha da uzatmak istemiyorum. Onun yerine size Orlando'ya ilk geldiğimde başımdan geçen bir hikayeyi anlatacağım.


İlk Orlando Yolculuğum


Sene 2011, Ocak 3.

Kışları çok soğumasa da Ocak ayı olmasına rağmen hava hala sıcak sayılırdı. 24 dereceyi gören sıcaktan bunalmış, otobüs durağında yapacak bir şey de bulamamıştım kendime. Arkadaşım çoktan Washington DC'den bindiği uçakla Orlando'ya varmıştı ama ben gereksiz bir otobüs seferi iptali yüzünden bir sonraki seferi beklemek zorunda kalmıştım.

Akıllı telefonların çok da kullanılmadığı senelerdi o zamanlar. Ben de etraftaki insanları süzüyor, burada uzun yol otobüsüne binen insan profilinin bizimkisinden ne kadar da farklı olduğunu düşünüyordum kendi kendime. En genç yolcu ben olabilirdim. Bir daha baktım etrafa. Evet kesinlikle bendim...

O esnada bir grup insan belirdi otoparkta. 30 kadar kişinin hepsi turuncu tulumlar giymişlerdi. Sırtlarında D.O.C. yazıyordu. Neydi acaba bu? Ne demekti? Aklıma ilk gelen bunların bir şirket çalışanı olmasıydı. Belki de büyük bir oto tamircisinin çalışanlarıydı. Bineceğim otobüs sonunda bekleme salonu önüne parketti. İlk ben bindim otobüse. Benden sonra bu gruptan insanlar binmeye başladı. Birkaç dakika sonra otobüsteki herkes turuncu tulumuyla oturuyordu. Bir portakal kasasındaki elma gibiydim adeta. En son 50 yaşlarında birisi yanıma oturdu. O da turuncu değildi, iyi bari dedim kendi kendime.

Otobüs yola çıktıktan bir 15 dakika sonra yanımdaki yabancı benle konuşmaya başladı. Bana dönüp şunu sordu.

Genç adam, ben seni hiç görmedim. Yeni misin sen?

İlkten benle konuştuğunu anlamasam da sonrasında toparlayıp şöyle dedim.

Ben DOC ne demekse orada çalışmıyorum...




Yaşlı adam gülümsedi. Biraz da ti'ye alarak "sen buralardan değilsin herhalde..." dedi bana. Evet değilim de bunun şimdi ne alakası var dememe kalmadan başladı ihtiyar anlatmaya.

D.O.C. department of corrections demekmiş. Yani uzun lafın kısası, hapishane. Aslında öncesinde gördüğüm de bir kısaltma ama mahkumlarla beraber otobüse bineceğim aklımın ucundan geçmediği için beynimde o bağlantıyı kuramadım. Otobüse binen bu 30 portakal aslında birer suçluymuş ve hepsi bugün tahliye olmuşlar. Orlando'daki transfer merkezine gidip ordan da trenle Amerika'nın dört bir yanına dağılacaklarmış.

Bunu duyduğumdaki şoku dahi atlatamadan ihtiyar kendi suçunu anlatmaya başladı. 2 sene boyunca hapis yatan amcamızın oğlu bir kuyumcu tarafından öldürülmüş. Bu da intikam almaya niyetlenmiş. Bir insanın canını alamayacağını anlayınca da adamın kuyumcusunu havaya uçurmaya karar vermiş. Kuyumcunun önüne C4 yerleştiren amcamız keyif olarak da izleyeyim demiş patlamayı. Fakat patlamanın etkisiyle olay yerinde baygınlık geçirince, polisler de alıp götürmüşler ihtiyarı.

2 sene hükmün ardından 160 bin dolar para cezası almış ve sonunda tahliye olmuş. Bunları anlattıktan sonra kızını aramak için telefonumu istedi. Telefonumu verdim fakat vermez olaydım. 30 mahkum olan otobüste telefonla konuşmak isteyenler adeta bir halk ekmek kuyruğu oluşturdu. Ailesini aramayan kalmadı. Korku dolu anlar sonrasında varmıştım Orlando'ya. Bu da bu hikayemizin sonu oluyor efendim. Gezi yazımıza geri dönelim :)


Arkadaşlar!


Orlando'ya geldiğimde farkettim ki benim Florida'da hala çok fazla arkadaşım var. 5 günde 5 kişi gördüm fakat bir 5 kişi daha görebilme ihtimalim vardı. Bu yazıda sadece 2 arkadaşımla buluşmalarımdan bahsedeceğim. İlki benim New Jersey'den tanıştığım bir arkadaş. Şiir dinletisine gelen arkadaşlara not olarak şunu söyleyeyim. Bu arkadaş o gün benle beraber uçağa binen kişi :)) Kendisi sırf ben geliyorum diye mangal almış. Arabasına bir güzel yükledik onu...





Mangalı aldık kebap yapmak olmaz mı? Bana hiçbir şey yaptırmadı sağolsun. Tavuk şiş, adana, ve acılı ezme. Eşi de yeşil mercimek çorbası yapmış. Tavsiye ederim çok güzel oluyormuş. Bizde genelde yemeği yapılıyor.




Bu arkadaşta bir gece kaldım ve otele geri döndüm. Diğer gün başka bir arkadaşım geldi. Onla da Orlando merkeze yakın olan Eloa gölüne gittik. Şansımıza o gün orda kermes gibi bir etkinlik varmış. Bol bol fotoğrafladık etrafı. Birkaçını burada paylaşıyorum.


Eola gölü
Kermes :)

En son gelen bu arkadaşla sonrasında Tampa'ya gittik beraber. Tabi ki amaç yine birisiyle görüşmekti. Orlando gezisinin devamı olarak haliyle Tampa gelecek arkadaşlar. Fakat bu yazı burada sonlanıyor :)

Okuduğunuz için teşekkürler,
@steinhammer

Sort:  

yine harika bir gezi yazısı olmuş okurken keyif aldım, umarım benim gibi herkes sanki uzaktan okuyor gibi değildir de yanında geziyormuş hissini almıştır:)

portakalları anlatmaya başlayınca dedim ki mahkumların otobüsüne bindi galiba yanlışlıkla:D
ama devamı güzeldi sevenleri ve özleyenleri buluşturmuşsun telefonunla:)

manzaraya ne denilebilir ki teşekkürler bu güzel fotoğraflar için, otelin yürüme kısmı çok uzunmuş insan yorulur, koridora bank koysalarmış:))

Teşekkürler @sudefteri :)

umarım benim gibi herkes sanki uzaktan okuyor gibi değildir de yanında geziyormuş hissini almıştır:)

Ben zaten boyle olmasi icin caba sarfediyorum, umarim buna ulasiyorumdur.

portakalları anlatmaya başlayınca dedim ki mahkumların otobüsüne bindi galiba yanlışlıkla:D

Nasil bir ruh halindeysem artik, benim hic aklima bile gelmedi :))

manzaraya ne denilebilir ki teşekkürler bu güzel fotoğraflar için, otelin yürüme kısmı çok uzunmuş insan yorulur, koridora bank koysalarmış:))

Manzara guzel olunca zaten her fotograf guzel cikiyor. Otelin yurume kismi birkac gun sonra cok da garipsenmiyor. Cidden cok uzun :) koridorda oturma yerleri yok ama koridorda temizlikcilerden sandalye isteyip oturan bir teyzeyi gordum :))

Hocam o otel değil kampüs olmuş :) Rakamlar çok inanılmaz, fiyatını merak ettim. Ev araba istemiyorlardır inşallah.

Bazı arkadaşlar palmiye ağacı görmekten sıkıldı sanırım. Bu resmi onlara hediye ediyorum :)) Bazı arkadaşlar palmiye ağacı görmekten sıkıldı sanırım. Bu resmi onlara hediye ediyorum :))

Vaay birilerine laf atmadan da geri durmamışsınız :)

Hocam o video neydi öyle ya valla dehşete düştüm. Videoyu çok iyi düşünmüşsünüz rakamlarla karşılaştırıldığında çok daha etkili oldu :)

Otelin bahçesinde hiç göremedim maalesef.

Tüh görseydiniz kesin onun da bir fotosu gelirdi :)

"Rastgele!!" diye bağırmama rağmen dönüp bakmadılar bile, çok alındım dostlar çok... Baktım ki buradaki insanlardan yüz bulamayacağım, soluğu havuzda aldım.

Heyt, nerde o yurdum insanı :P

30 mahkum olan otobüste telefonla konuşmak isteyenler adeta bir halk ekmek kuyruğu oluşturdu.

Hocam koptuğum an, çok güldüm :)

Elinize sağlık çok güzel bir gezi yazısı olmuş, hikayelerinizle de farklı bir havası oluyor. Teşekkürler

Hocam o otel değil kampüs olmuş :) Rakamlar çok inanılmaz, fiyatını merak ettim. Ev araba istemiyorlardır inşallah.

Odanin geceligi $159di.

Heyt, nerde o yurdum insanı :P

Nerde eski balikcilar :)

Elinize sağlık çok güzel bir gezi yazısı olmuş, hikayelerinizle de farklı bir havası oluyor. Teşekkürler

Yorum icin tesekkurler @etasarim :)

Palmiyeler de güzeldi ya :) Ama bu manzara müthiş olmuş. Otel çok büyükmüş gerçekten. Timsah denk gelmemesi iyi olmamış. Belki başka gezide artık. Güzel bir yazı olmuş. Keyifle okudum. Ellerine sağlık.

Palmiyeler de güzeldi ya :) Ama bu manzara müthiş olmuş.

Son yorumundan sonra palmiyesiz resim aradim. Zor oldu :)

Timsah denk gelmemesi iyi olmamış.

Valla bi timsah resmi ceksem guzel olurdu :) Daha onceden yavru bir timsahli tutarken fotografim var ama.

Tesekkurler yorumun icin @damla :)

O zaman hep birlikte ne diyoruz? Buyrun: Biiiir, İkiiii, Üüüüç:

"HAYAT SANA GÜZEL STEİNHAMMER" :))


Şaka bir yana yine mükemmel bir gezi yazısı hazırlamışsın @steinhammer. Fotoğraflar harika. Ayrıca tebrik ederim çok güzel arkadaşlıklar kurmuşsun ..

Ellerine emeğine sağlık, keyifle okudum.

"HAYAT SANA GÜZEL STEİNHAMMER" :))

Hocam oyle demesek ama ya :))

Şaka bir yana yine mükemmel bir gezi yazısı hazırlamışsın @steinhammer. Fotoğraflar harika. Ayrıca tebrik ederim çok güzel arkadaşlıklar kurmuşsun ..

Çok teşekkürler @maonx. arkadaşlar aslında geziyi anlamlı kılan. Umarım hep yanımda olurlar.

Tebrikler! Yazınız Trproje discord sunucusunda küratörlere önerilmiş ve manuel inceleme sonrasında @trproje hesabından oy almıştır.

Trproje küratör ve projelerin önerdikleri Türkçe yazıları desteklemeye devam ediyor. Proje ekibi tarafından seçilen yazılar ayrıca edebiyat, gezi, trliste, hosgeldin ve C² küratörlerine oy için önerilmektedir.


Siz de beğendiğiniz yazıları oylama için önermek isterseniz Trproje discord sunucusuna buradan ulaşabilirsiniz.

Bu yazı Curation Collective Discord Sunucusunda küratörlere önerilmiş ve manuel inceleme sonrasında @c-squared topluluk hesabından oy ve resteem almıştır. @c-squared hesabı topluluk witness'ı olarak faaliyet göstermektedir. Projemizi desteklemek isterseniz bize buradan witness oyunuzu verebilirsiniz.
This post was shared in the #turkish-curation channel in the Curation Collective Discord community for curators, and upvoted and resteemed by the @c-squared community account after manual review.
@c-squared runs a community witness. Please consider using one of your witness votes on us here

Congratulations! This post has been upvoted from the communal account, @minnowsupport, by steinhammer from the Minnow Support Project. It's a witness project run by aggroed, ausbitbank, teamsteem, someguy123, neoxian, followbtcnews, and netuoso. The goal is to help Steemit grow by supporting Minnows. Please find us at the Peace, Abundance, and Liberty Network (PALnet) Discord Channel. It's a completely public and open space to all members of the Steemit community who voluntarily choose to be there.

If you would like to delegate to the Minnow Support Project you can do so by clicking on the following links: 50SP, 100SP, 250SP, 500SP, 1000SP, 5000SP.
Be sure to leave at least 50SP undelegated on your account.

Congratulations @steinhammer! You have completed the following achievement on the Steem blockchain and have been rewarded with new badge(s) :

You received more than 7000 upvotes. Your next target is to reach 8000 upvotes.

You can view your badges on your Steem Board and compare to others on the Steem Ranking
If you no longer want to receive notifications, reply to this comment with the word STOP

Do not miss the last post from @steemitboard:

New japanese speaking community Steem Meetup badge
Vote for @Steemitboard as a witness to get one more award and increased upvotes!

Sneaky-Ninja-Throwing-Coin 125px.jpg
Defended (100.00%)
Summoned by @soteyapanbot
Sneaky Ninja supports @youarehope and @tarc with a percentage of all bids.
Everything You Need To Know About Sneaky Ninja


woosh