Türkiye ile Akıllara Kazınan Film : Geceyarısı Ekspresi
Geceyarısı Ekspress (Bill Hayes)
Bu filmi duymayan yoktur. Ben de çok duydum, Ne var ki izlemedim. Ha izleyecek bir şey var mı ? Yok sanıyorum. Ben bu kitabın ingilizcesini ele geçirip okudum. Açıkçası Türklere karşı çok sempati duyduğunu yazarın iddia edemeyiz ama bence çok samimi bir dille yazıldığı aşikar. Nedendir bilinmez milletimizin üzerinde oynanan oyunlar edebiyatına alışık olduğumuzdan yıllarca bu konuda tepkisel davrandık ve öfkelendik. Eğer orjinali türkçeye çevrilseydi ki bence tam zamanıdır bu yaşam öyküsünde ülkemizin o yıllar için cehalet seviyesi de göz önünde bulundurulursa bizi çok rahatsız edecek şeyler bulunmadığını anlayacağız okuduğumuzda. Nedir kızılacak şeyler diye sorarsanız önce çok kabaca kitabı özetleyip sonra bizi üzecek veya öfkelendirecek bir kaç noktadan bahsedeyim sizlere;
Kahramanımız Bill Hayes yüksek öğretimini yarım bırakıp dünyanın değişik yerlerinde tabiri caizse sürten bohem bir hayat süren alelade bir kişiliktir. Hayatının dönüm noktası 1971 yılında İstanbul'a gelip havalimanında ABD 'ye dönüş yapacağı sırada polis tarafından apar topar içeri atılması olur. Üzerinden yapılan kontrolde haşhaş balyaları çıkan muhterem paçayı kaptırmıştır artık. Türk cezaevlerinde ki bunların haricinde Bakırköy ruh ve sinir hastalıkları hastanesine de kapattırmıştır kendisini çok hoş olmayan şartlarda mücadele vermiştir. Kendisine önce fazla yatmazsın çıkarsın denilmiş daha sonra ömür boyu isteyen savcının dileği de yerini bulamamış ama nihayetinde ABD ile olan gergin ilişkilere binaen o dönemlerde, tam 30 yıl yemiş iyi haldi filan derken cezası 17 seneye kadar düşmüş. Hapishanede yabancılar koğuşunda hemşehrileri ile birlikte iyi zaman geçirmeyi öğrenen ve tutunmayı başaran kahramanımız daha sonra gelen Ecevit affı ile ki o dönemde de Ecevitler affetmeyi seviyormuş anlaşılan (Demirel de olabilir tam da hatırlayamadım açıkçası kitapta ondan da bahsediliyor) iyi arkadaşları dışarı çıkarken o 3 5 yıl daha içeride kalmak durumunda kalmıştır. İçerdeyken memleketinden babası ve sevgilisi de gelerek onu ziyaret etmişler özellikle babasının konuyu üst makamlara diplomasi yolunu kullanarak taşıması kendisine pek yarar sağlamamamıştır. En sonunda ağırlıklı olarak Bayrampaşa (o dönemde Sağmalcılar diye anılıyordu anlaşılan) cezaevinde geçen hapis süresinin sonunda dilekçe ile iyi halinden dolayı kendisini İmralı adasına naklettirmiştir. O ortamı çok seven ve göreceli olarak çok rahat bir mahpus hayatı süren Bill Hayes sonunda fırtınalı bir gecede balıkçı teknelerinin arkasındaki küçük mavnalardan birini kaçırarak(ki bu adada mahkumlar denizde bile yüzebiliyormuş kitaba göre yani oldukça serbest bir ortama sahiplermiş )Bursa İstanbul Edirne üzerinden Yunanistan tarafına kendini atmayı başarmıştır. Yıl 1975 . Toplam 4 yıl kaldığı Türkiye hakkında olumsuz ifadeler kullanmışsa da bu kitaba göre çekildiği iddia edilen filmde Türkler çok daha fazla aşağılanmıştır.
Bu kitapta yazar
Türklerin çok terli ve bakımsız oldukları
tuvalet kağıdı kullanmadan sadece parmaklarıyla temizlendikleri (olayın detaylarını vermeden şartlar ve kültürü dikkate almaksızın yapmıştır ama bilerek ama bilmeyerek)
Türk avukatların sözünde durmayan paragöz tipler oldukları
Koğuşların Yunan cezaevlerindekine göre çok pis oldukları (bu karşılaştırma kitabın sonunda verilen bir cümleden anlamsal olarak çıkarılmıştır yoksa yunan cezaevine kitabın en sonunda girdiğinden öncesinden böyle bir mukayese zaten imkansız)
Bazı türklerin (burada çok net ifade edilmiyor) homoseksüel eğilimlere sahip olduğu (yazarın kendisi cezaevindeki yabancı uyruklu bir arkadaşıyla homoseksüel münasebette bulunduğunu saklamıyor kitapta)
Cezaevlerindeki gardiyanların küçük çocuklara şiddet uyguladıklarını ve onlara tecavüz ettiklerini anlatmış olup bir çoğunun o günün Türkiyesinde doğru gözlemler olduğuna çok şüphe edemiyoruz .
Bill Hayes( Geceyarısı Ekspresi Filminin Asıl Kahramanı)
İlgi duyan arkadaşlar için bahsedeyim; Bu Bill Hayes çok itici birine benzemiyor o yıllarda içinde bulunduğu kötü şartlar neticesinde bazı şeyleri dile getirmiş olması bizi incitmemeli. Evet her toplumda hastalıklı tipler ve durumlar söz konusudur. Yazar türk cezaevlerinde yatmayı ABD cezaevlerinde yatmaya tercih edeceğini izlediğim bir röportajında dile getiriyor. Türkleri seviyorum sözüm sadece kötü ve nefret edilesi olanlara diyor. 2007 yılı olması lazım ABD den atlayıp ülkemize gelmiş ve halkımızdan sebep olduğu haksızlık nedeniyle özür dilemiştir. Oliver Stone tarafından can havliyle bazı kesimlere yaranma duygusuyla çekilen film hakkında "benim senaryonun bu kadar değiştirilerek çarpıtıldığından haberim olmadı olsaydı elimden geleni yapardım demiştir". Ha bunca sene neden beklemiş bilinmez. Kendisi şu an 67 -68 yaşlarından yönetmenlik yapmaktadir..
https://kiraatevi.blogspot.com/2014/08/geceyars-ekspress-bill-hayes.html?view=flipcard&m=1
İnsanimiz meselenin aslini bilsin..