Cehaletin Keşfi (Sapiens)
Merhaba arkadaşlar bugün sizlerle tekrar kısa da olsa bi yazı paylaşmak istedim. Paylaşacağım yazı okuduğum kitapdan ve aynı zamanda da en çok hoşuma giden kısmından olacaktir. Hadi başlıyalım
Yuval Noah Harari'nin Sapiens insan türünün kısa tarihi isimli kitabının sadece çok az bölümünden söz edilecek. Başlıkda da belirttildiği gibi bu yazı cehaletle ilgili bi konudur. Okuduğum kitaplarin en iyilerinden biridir ve sizlere de şiddetle tavsiye ederim.
Yazar bu bölümde insanlığın eski dönemlerde oldukça cahil olduğunu ve bu cahilliğin 1500' de Avrupa'da başlanan reform hareketlerine kadar sürdüğünü ileri sürer.
Yazar şöyle diyor; 1500 yılında insanlar dünayanın yüzeyiyle sınırlıydı, kuleler yapabiliyor veya dağlara tırmanabiliyorlardı ama gökyüzü kuşlara, meleklere ve tanrılara ayrılmıştı. 20 Temmuz 1969'da insan Ay'a ayak bastı, bu sadece tarihsel değil , evrimsel hatta kozmik bir başrıydı. Öyle değil mi?
Insanlığın ay'a çıkması ve günümüzdeki diğer alanlardaki tüm gelişmeler insanların kendilerinin hiçbir şey bilmediklerini, cahil olduklarını kabul etmesiyle olmuştur.
Insanların doğa yasalarını anlamak için ciddi zaman ve çaba harcadığını belirterek; modern bilimin aşağıdaki üç önemli ilkeye dayandıĝı belirtmìştir
1)Cehaleti kabullenmek: Modern bilim "bilmiyoruz" ilkesine dayanır ve hiçbir şeyi bilmediğimizi varsayar. Daha da önemlisi, şu ana kadar bildiğimizi sandıĝımız şeylerin zamanla yanlış olabileceğini kabul eder, hiçbir kavram, fikir veya teori kutsal ve eleştirilere muaf değildir.
2)Gözlem ve matematiğin temel önemi: modern bilim cehaletimizi kabul ederek yeni bilgiye ulaşmayi hedefler
3)Yeni güçlerin elde edilemesi: modern bilim teoriler üretmekle yetinmez bu teorileri yeni güçler edinmek ve yeni teknolojiler üretmek için kullanır.
Eskiden insanlar herşeyi din alimlerinin bildiklerine inanırlardı ve onların dedikleriyle yaşarlardı böyle bir durum en azından Avrupada aydınlanma çaĝı başlayana kadar devam etti diyebiliriz. Yazar Ortaçaĝlara kadar insanların iki tür cehaletin olduğunu kabul ettiğini savunmuştur. Birincisi birey'in cehaleti. Gerekli bilgiyi alması için yapmasi gereken tek şey bilgili birine sormaktı; kimsenin bilmediği bir şeyi keşfetmeye gerek yoktu. Ikincisi de önemsiz şeyleri bilmemesiydi. Bilge kişilerin anlatmadikları tanım gereği anlamsızdı. Örneğin örümceklerin nasıl ağ ördünü rahibe sormasi anlamsızdı ve bunu anlamanin bir önemi yoktu. En Sonunda şunu belirtmek isterdim yukarıdaki yazı gecmiş dönemlerde toplumda görünen genel bir sorundu. Günümüzde genel durum çok farklı da olsa, birey olarak hala bu konuda aşmamız gereken basamakların olduğunu düşünüyorum. Sizlerin görüşleriniz nedir? Konuyla ilgili ne düşünüyorsunuz? Yazarın görüşlerine katılıyor musunuz?
Bu kitabı ilk okumaya başladığımda daha önce bize öğrettikleri bilgilere tamamen aykırı gibi geliyordu, fakat sayfalarda ilerledikçe o kitapta yazılan herşey mantıklı gelmeye başladı. ☺️ Ben de okumanızı tavsiye ederim. Sana da teşekkür ederiz @aknur.
Size de teşekkür ederim @steemit-kg
Aynen @steemit-kg yazarın bakış açısı bizim öğrendiğimiz klassik düşünceyle hiç uyuşmuyor
Öncelikle öneri ve yorumunuz için teşekkür ederim. Bu kitabı en kısa zamanda okumaya çalışacağım... Şöle düşününce ortaçağ döneminde soylu olarak doğmadıysan çok kısıtlı imkanlara sahip olurdun ve onun doğal olarak birçok sonucu olur. Cahillikte onlardan biri olabilirmi?
Muhtemelen dediğiniz gibi olurdu o dönemlerde durum çok farklıymış. Belki de biz çok şanslı bir nesilleriz.
Bu kitabı okumak bize nasib eylesin.)))
Tabii ki @wale-kg siz istediğiniz sürece her şey mümkündür önemli olan istekdir. Sizden de en kısa zamanda bomba yazıları bekleriz