‘FEMİNİZM’: SANMA Kİ SADECE KADINLAR ÖZGÜRLEŞECEK
Feminizm; ‘XVIII. yüzyılda Fransa’da filozoflar ve kadın yazarlarca ortaya atılan ve savunulan, daha sonraki yüzyıllarda her toplumda yandaş bulan, kadının siyasal ve toplumsal haklar bakımından erkekle eşit olması gerektiğini öne süren ve bunu gerçekleştirmeye çalışan akım.’
Hala anlamayan insanlar var. Bak kardeşim ‘eşitlik’ diyoruz, kadını yüceltmek gibi bir derdimiz yok. Ha şunu diyebilirsin o zaman neden hep ‘kadın’ diyorsunuz ama onun da cevabı çok basit; ataerkil bir dünya da yaşıyoruz ve ne yazık ki bu dünya da kadınlar hak ettiklerinden daha altta bir muamele görüyorlar.
Ama işin özünü unutmamak gerek; kadın erkek eşitliği istenirken yalnızca kadınlar özgürleşmiyor. Kaçırılan bir nokta var hem de önemli bir nokta; kadın özgürleştiği zaman erkek de özgürleşir.
Düşünün sürekli bir ‘kadına’ bakmak zorunda olduğunuzu, sizce siz özgür müsünüz? Hayır, değilsiniz.
Hem kadın hem de erkek için tek kurtuluş. Çünkü kadına sırf kadın olduğu için öncelik tanınmasına karşıdır bir kere. Her kadının ve her erkeğin hakkını savunur hiçbir dil, din, ırk ayrımı gözetmez. Ayrıca bir kadın bir erkeğin himayesi altında kendi hür iradesi ile yaşamak istiyorsa ona da müdahale etmez ve ettirmez.
Şuna da tamamen karşıyım, çevrem de çok görüyorum. Kendini feminist diye tanımlayan birisi kalkıp kadınları yaptığı şeylerden dolayı küçümseyebiliyor. Feminizm bu demek değil. Onlar yanlış örnekler. Bir insanın ömür boyu aldığı öğretilerden dolayı aşağılayamazsınız. ‘doğru’ olanı anlatıp bilinçlenmesine katkıda bulunabilirsiniz sadece. Anlar ya da anlamaz ya da anlar ama doğrusu değişmez. İşte bu noktada susmak ve saygı duymak zorundasınız.
Dünya daha güzel bir yer haline 2 yılda gelmez. Değişim kökten olur ve bu da yüzyılları alır. Ama bu değişimin bir parçası olmak insana çok farklı duygular hissettirir, o güzelliği göremese bile. Ben bu değişimin bir parçası olduğum için kendimle gurur duyuyorum. Bir insan başka neden yaşar ki?