You are viewing a single comment's thread from:

RE: 8 STEEM ÖDÜLLÜ YORUM YARIŞMASI

in #tr6 years ago

Başarılar ister istemez insanda hayranlık uyandırır. İnsanlar çalışır, Allah lütfederse başarır. Bu açıdan bakıldığından ilgim daha farklı yönlere kayıyor. @baycan hocamın İstanbul’u fethi yorumunu okuyunca aklıma geldi. O an şüphesiz en coşkulu anlardandı, unutulmaması gereken anlardan. Ancak başarının daha büyüğü sonrasında yaşandı.

Fetih’ten sonra Fatih, Bizans ve Ceneviz halkına hitaben günümüzde bile örneği yaşanmamış çağdaş demokrasi ve hoşgörünün çerçevesini çizen bir konuşma yapıyor. Tarihte ‘amanname’ dediğimiz bu konuşma şu şekilde :

Biz ki, emir-i azam Sultan-ı muazzam Murad Han oğlu padişah-ı muazzam ve emir-i azam Sultan Muhammed Han’ız! Yerleri ve gökleri yaratan Allah’ın adına, büyük Peygamberimiz Muhammed Mustafa Aleyhimüsselam adına, yüce kitabımız Kur’an-ı Azimüşşan adına, Allah’ın yüz yirmi dört bin peygamberi adına, büyük babamız, babamız ve oğullarımız adına, kuşandığımız kılıç adına yemin ederiz ki, şehrin Katolik papazları tarafından, bizim Bab-ı Humayumuza mümessil olarak gönderilen rahiplerle Senyor Baraban Balios, Senyör Markiz Drifango ve tercüman Nikola Pelazoni’nin dileği üzerine Galata halkının, bize tabi olan sair halklar gibi adet ve ibadetlerini serbestçe yapmalarına izin veriyoruz.
Ahalinin barınakları, dükkan, bağ, değirmen, gemi, ticarethane vesair mallarına dokunulmayacaktır. Ailelerine eskisi gibi sahip olacaklar, istedikleri gibi idare edeceklerdir.
Ticaret mallarını mülkümüzün her tarafında satmaya izinlidirler. Karada ve denizde serbestçe seyahat edebilecekleri gibi gümrük ve angaryadan da muaf tutulacaklardır. Bu kanın ve kaideler bugünden başlayıp ebediyen hükümran olacaktır.Biz onları, kendimizi korur gibi koruyup gözeteceğiz….

Şeklinde devam eden bir konuşma.

İşte ben bu konuşmayı orada olup tüm dünyaya yayınlamak isterdim. İsterdim çünkü barbar olarak lanse ettikleri Osmanlının, nasıl insani değerlere saygılı olduğunu görsünler. Osmanlının kılıçla İslamiyeti kabul ettirdikleri yalanlarının asılsız olduğunu göstermek isterdim.

Düşünün ki, fethedilen beldenin insanları ne Fatih gibi düşünüyor ne onun gibi giyiniyor, inanıyor, konuşuyor. Hatta birkaç saat öncesine kadar birbirlerine kılıç kuşanmış savaşmalarına rağmen yapılan konuşmaya bakın. Bu nasıl bir gönül genişliğidir anlayamıyorum.

Hürriyet, özgürlük diyoruz ya. Fatih; fethettiği beldenin insanlarının sadece canını bağışlamakla kalmıyor onlara inanç-ibadet hürriyeti, kıyafet hürriyeti, seyahat, ticaret hürriyeti, her şeyi sunuyor.

“En büyük cihat nefis ile yapılan cihattır.” Hadisine binaen diyebilirim ki onlar bunu başardılar. Zaferleri gözlerini kör etmedi. Hakkı, hakkaniyeti unutmadılar.

Aklıma Hz.Ömer’in Kudüs’ü teslim almak için gittiği an geliyor. Halk heyecanla Halife Ömer’i karşılamaya gidiyor. Hz.Ömer ise en mütevazi haliyle binekte arkadaşı kendi yürür vaziyette şehre giriyor...