Terörün Psikolojik Etkileri ve Başetme Yöntemleri
Merhabalar...
Evet arkadaşlar maalesef Barcelona'da haince bir terör saldırısı gerçekleşti ve bu bizi çok çok çok derinden yaraladı :( Bugün de bu saldırıdan dolayı, böyle bir yazı yazmayı tercih ettim umarım işinize yarar.
Korkuyoruz... Umudumuzu kaybediyoruz... Çaresiz hissediyoruz... Ötekileştiriyoruz... Nefretle doluyoruz... Ve en sonunda birbirimize düşman oluyoruz. Peki terörün amacı sadece öldürmek mi ? Ya da daha büyük amaçları mı var ? Sanki büyük resimde terörün amacı tam olarakta bu ! Bize ayrışmayı ve nefreti yaşattırmak... Birbirimizi bizden ayırmak !
Yaşanılan her terör saldırısıyla birlikte, verdiğimiz her şehitle birlikte kalbimizin beyaz sayfasına birer leke düşüyo.
Peki terörün günlük hayatımızı olumsuz etkilemesiyle nasıl baş edebiliriz?
1. Umut
İnsan psikolojisindeki en kilit noktalardan birisi umuttur. Hayat her adımda mücadele ister. Bir bebeğin yürümesinden, okula gitmeye, işe girmekten evlenmeye kadar her adımda mücadele vardır. Mücadelenin temelindeki enerji ise, tamamen umuttur. Eğer umut olmazsa, insan ümitsizliğe düşerse insan ruhu içten içe çürümeye başlar. Ondan sonrada psikolojik çöküş başlar. Umudunu kaybeden insan, yapacamayacağını, kaybedeceğini düşünür. Ama bu bir yanılsamadır. En kötü zamanlarda dahi umut vardır.
Umut, nasıl ki insan psikolojisinde hayati bir öneme sahipse, ülkelerin ve toplumlar içinde çok önemlidir. Umudu kaybetmemenin, yaşadığımız zor zamanlarda umudu kaybetmemenin en önemli koşulu, gerçmişteki zorluklarla nasıl başettiğimizi hatırlamaktır. Yaşadığımız ülkeyi bir insan gibi düşünelim. Geçmişte ne gibi zorluklarla karşılaştık ? En temelde en başta, Kurtuluş Savaşı gibi destansı bir öykümüz vardır. Zor zamanlarda zor koşullarda kahramanca mücadele ederek kendimizi ve vatanımızı savunduk. Ekonomik krizler yaşadık. Ama bunlarıda atlattık. Demek istediğim şey şu yaşadığımız ülkeyi bir insan gibi düşündüğümüzde geçmişteki zorlukları nasıl atlattıysa, tüm dünyadaki ülkeleri saran terör belasıda bir şekilde atlatılacaktır buna inanmak gerekir, umut etmek gerekir.
Umudu kaybetmemek için, inanmamız gerekir. Bazen gördüklerimiz duyduklarımız canımızı sıkacaktır. Fakat böyle olsa bile inancımızı kaybetmemeliyiz. Çünkü geçmişte yaşadığımız, o olumsuzlukları nasıl yendiysek şimdide bunları yenebileceğimize inanmak gerekir. Eğer ki umudumuzu kaybedersek, işte o zaman terör ve teröristler istediklerine ve amaçlarına ulaşacaktır.
2. Korku
Terörün en büyük amaçlarından biri, patlattığı bombaların fiziksel etkilerinden, öldürdüğü insanların sayılarından daha çok insanlara korku salmaktır. Korkan insan daha az gezer, daha az konuşur ve günlük işlerinden uzaklaşır. Böylece korktuğu şeyi daha fazla düşünmeye başlar. Bunun arkasından da depresyon ve kaygı problemleri gelir.
Korku aynen bir kara deliğe benzer. Korkuya maruz kaldıkça, daha fazla düşeriz bu kara deliğe. Terör olaylarıyla ilgili çok fazla haber izliyoruz. Çok fazla görüntüye, bilgiye, yazıya maruz kalıyoruz. Bazen o terör anına ilişkin videoları bazende zarar görenlerin videolarını izliyoruz. Zannediyoruz ki daha çok bilgimiz oldukça, daha çok şey gördükçe daha iyi hissedeceğiz. Fakat şöyle bir durum var; Böyle şeylere maruz kaldıkça, kaygımız, travmatize olma durumumuz çok daha fazla artar. Bir şeye fazla maruz kalırsak, riski ve başımıza gelebilecek kötü olayların ihtimalini her zaman daha fazla hesaplama eğiliminde oluruz. Amacımız, haber izlememek değil, genel olarak haberleri takip edebiliriz ancak işin ayrıntısına düşmek, çok fazla görüntüye maruz kalmak bir konu hakkında özellikle bu terör olayları hakkında, çok fazla şey okumak her zaman kaygımızı daha fazla arttırıyo. Zannediyoruz her an her yerde bir şeyler olabilir. Böyle olduğu zaman ciddi anlamda korku ve kaygı seviyemiz artıyo.
Terörizmin bir amacıda, her an öleceğimizi düşündürtmektir bizleri. Duygusal boyuttan çıkıp istatistiklere baktığımız zaman, bir trafik kazasında ölme ihtimalimiz terör olaylarına göre çok daha fazladır. Ancak buna rağmen, arabaya binmekten kaçınmıyoruz. Trafiğe çıkmaktan kaçınmıyoruz ve hayatımıza devam ediyoruz. Günlük rutinimizi asla bozmamalıyız. Gezecek miyiz ? Devam ! Arkadaşımızla kalabalık bir yerde mi buluşacağız ? Sakın programımızı iptal etmemeliyiz ! Alış veriş mi yapacağız ? Gidip yapıcaz ! Unutmamalıyız, eğer biz eve kapanırsak asıl o zaman terör amacına ulaşır.
Her olayla birlikte kendimizi daha çaresiz hissedebiliriz. Elimizden bir şey gelmediğini düşünürüz. Sosyal medya hesaplarımızı karartmaktan ya da bir kınama mesajı paylaşmaktan öte... Ama bizim o sosyal medyada paylaştığımız mesajlar ne bize ne de zarar gören insanlara bir fayda sağlar. Ne işimize yarar peki ? Çevremizdeki ihtiyacı olan insanlara yardım edebilmek. Bazen bu terör olaylarında, mağdur olan insanlara her zaman direkt olarak yardım etmek mümkün olmayabilir. O zaman bizde bizzat, yakınımızdaki, çevremizdeki insanlara maddi ya da manevi yardım edebiliriz. En makbulü belkide manevi yardım sağlayabilmektir. Bu yardımı yaptıktan sonra, kendimizi çok çok iyi hissedebiliriz.
Gün içinde konuştuklarımıza çok dikkat etmeliyiz. Eğer çok fazla terör olaylarını konuşuyorsak ya da terör olaylarıyla ilgili, o mekanlarla ilgili zihnimizde "Ya geçen sene ordaydım ! Daha ben çıkınca olay olmuş!" diyerek zihnimizi fiziksel olarak oraya bağlantılı hale getirdiğimiz zaman ve bunu ifade ettiğimiz zaman hissettiğimiz korku ve risk çok daha fazla hale gelir.
Ülkemiz o kadar çok olay o kadar çok badire atlattı ki... Peki bunları nasıl aştık ? Birlik olarak bir olarak.. Peki, işler ne zaman tehlikeli hale gelir ? Beraber çay içtiğimiz, komşu olduğumuz, düğünümüze, cenazemize gelen insana nefret hissedersek, onu ötekileştirirsek, işler o zaman içinden çıkmaz hale gelir.
Terör olaylarından sonra çok fazla öfkelenebiliriz ve bu çok normal. Ama eğer bu öfke, dışarı diğerlerini, bu toplumun diğer üyelerini aşşağılamaya ve ötekileştirmeye giderse, çok tehlikeli... O olaylardan sonra ateş gibi bir an vardır. Canımızın çok yandığı... O anın geçmesini beklemeliyiz. Sonrasında yavaş yavaş sağduyu devreye girecektir. Sonra yazdığımıza, paylaştığımıza pişman olacağımız şeyleri, eğer biraz beklersek sağduyu devreye girerse hiç yapmicaz.
Evet arkadaşlar, şuan dünya üzerinde yaşanan tüm kötü olayların geçeceğine samimiyetle ve yürekten inanıyorum. Önemli olan bir olabilmek ve kardeş olabilmektir.
Sağlıcakla kalın :)