Yığınların kaderini yaşamamak için; toplum olmak.
İnsanların çoğu, kendileri değil başkalarıdır; düşünceleri başkalarının düşünceleridir, yaşamları başkalarının taklitidir ve tutkuları ise alıntılardır...
Oscar Wilde
Yıllar önce bu cümlelere katiyen katılmazken, şimdilerde nedendir bilmem çok anlamlı geliyor. Yıllar beni mi değiştirmişti yoksa insan davranışlarını mı, bunu bilemiyorum. Belki en kolay cevap; her ikisi de biraz…
Toplumsal davranışlar sürekli değişmekle beraber bu değişimin %100 gelişim ve daha iyi olmak anlamında olmadığını büyüdükçe öğreniyor. Ah evet… biz büyüdük kirlendi dünya! Klişesine sığınmak, saflık olur.Çünkü bizle beraber değişti dünya, iyi olan ne varsa bu süreçte kendimize pay biçebilir, yine kötü olan ne varsa da payımıza düşeni almalıyız, derim.
Tüketim çılğınlığı
- Kendimi daha iyi hissediyorum!
- Sanırım depresyondayım!
- İhtiyaçlar hiç bitmiyor!
- Zaten bu elektroniklerin ömrü bu kadar, bozulunca almaktansa şimdiden ucuz buldum, aldım!
- Ya fiyat çok iyi % 70 indirimle, bedavaya aldım…
Bu cümleleri sanırım sonsuza kadar genişletmek mümkün, pek çok kez çevremizden duyduğumuz ve istisnasız en az bir kez kurduğumuz cümleler bunlar. Modern insanın hastalığının ilk belirtileri. Ya da şöyle de diyebiliriz, sistem bizi bu şekilde büyütüyor çünkü ihtiyacı olan köleyi ancak bu şekilde yaratabilir. Alış veriş hem bir ödül, insanı sorgulama, düşünme yeteneklerini körelten bir afyon hem de yarattığı borç dalgası ile boynunda ki görünmez kelepçe…
Tamam what is the matrix demeyeceğim ama adı ne olursa olsun gerçek temel ve kaba hatları ile bu…
Sahip olduğumuz visa ve mastercardları paramız olmadan her şeyi alma ve tüketme imkanı sunuyor ve sunduğu bu özgürlük ve güç hissi öylesine bizi ele geçiriyor ki köle olduğumuzu bile fark etmiyoruz. İşte bu noktada sistem kurucu ve yönlendiricilerin bu zeka ve öngörülerine hayran olmamak elde değil. Evet yeri geldiğinde çok acımasızlar ve hayatınızın değeri sadece sayılardan ibaret, sanırım Stockholm sendromu nun başka bir versiyonu ya da atalarımızın dediği gibi kasabın bıçağını yalayan inekleriz.
Sistem dışı
Her çarkı tıkır tıkır, işleyen bu sistemden çıkmak o kadar da kolay değil, nasıl olsun ki! Daha bu sisteme nasıl ve nerde katıldık? Ya da bir sistemin içinde miyiz çoğumuz farkında değil ya da farkına varmak balon huzurumuzu ve başarılarımızı patlatacağından ve asıl ben ile yüzleşmekten korktuğumuz için (biz sistemin çocuklarını bu konuda gerçekten suçlayamam, her nesil bir öncesinin kurbanı olmuş malesef) görmezden geldğimiz ve zaman zaman uyansak da tekrar gözlerimizi kapayıp rüyamıza dönüyoruz…
Gelecek bugünden kaybedilir
Evet her nesil öncesinin kurbanı olduğuna göre ve zaman makinamız henüz olmadığına göre, bizden sonra ki nesli kurban etmeye razı mıyız?
Biliyorum bunları teoride konuşmak daha kolay ama teoriler oluşmadan pratikler hayat bulamaz.Evet ben tembellerin tarafında bunu konuşmayı seçtim şimdilik
Yarına bırakılacaklar…
Modernite çağında insan topluluklardan bireylere evrildi… hani şu kapı komşunu bile tanımayan bizlere.. kişisel başarıları başkasının üzerine basarak yükselmek olduğunu düşünen bizlere dönüştük.
Sanırım tekrar geri gitme zamanı geldi eğer yarın sisteme yeni kurbanlar vermek istemiyorsak. Ve inanın bunu yolu çocuklara ev, arsa, iş bırakarak olmuyor. Böyle yapınca sadece sisteme biraz daha ileri model bir kopyamızı bırakıyoruz… anlattıklarım rahatsız edici gelebilir, hatta bir çoğunuz saçma bulabilirsiniz, bazılarınız eee ne yapalım şimdi de diyebilir… Tek başına hiçbir davranış anlamlı sonuçlar çıkarmaz…
İnsan yığınından, topluma…
Tekrar bireyden topluma dönmek... bunun için zor koşullar yok, öncelikle her sabah ve her akşam yolda, işyerinde, okulda her yerde, birbirine selam veren insanlar olmalıyız tekrardan. Biz birbirimizi görmezden geldiğimiz sürece var olamayacağız.
Birbirimize saygı duymadığımız sürece saygı görmeyeceğiz, sevmediğimiz sürece sevilme şansımız olmayacak ne yazık ki…
Tekrardan toplum olmak kolay ama bir o kadar da uzun ve zahmetli bir iş. Ama her şey bir merhaba ile başlar…
Yazı çok uzun olmaması adına burada ara vermek istiyorum, ilginizi çeker veya okumaya değer bulursanız, seve seve bu düşünce yığınlarını yazmaya devam edebilirim…
anlatmak istediklerimin özeti ise;
Şimdilik hoşçakalın…
images:
1 2 3 4
nice post
thanks for sharing
Güzel bir paylaşım 😎