Piyadenin Kökeni - 5

in #tr6 years ago

Asur-Kralı-Ashurnasirpal-2-MÖ-884-859-British-museum-3.jpg

Resim Kaynağı // Image Source

Pers tehdidi ortadan kalktıktan sonra Sparta ve Atina arasında güç çatışması başlamıştır. Bu çatışmada gemiler, hafif silahlı birlikler, atlılar kullanılmış ve hoplit sistemi daha esnek bir hala getirilmeye çalışılmıştır. Bu durum milattan önce 4.yüzyıldan itibaren askeri ve politik ağırlık merkezleri ve kültürde aidiyet uygulamalarının değişimine yol açmıştır. Tunç çağı Yunan toplumunda askeri ve politik siklet merkezi kır iken 4.yüzyıldan itibaren merkez polise doğru taşınmaya başlamıştır. Kentli aristokrasi ekonomik, askeri ve politik yapıda ön plana çıkmaya başlamıştır. Bu gelişmeler beraberinde daha çok kent ve yurttaşlık kültürü etrafında örgütlenen bir aidiyet duygusu yaratmaya başlamıştır. Yeni dönemde askeri disiplin ve politik yurttaş etiği ile bir tür sentez yaratılmıştır.

Atina ve Sparta arasında nispeten sınırlı kalan gerilim milattan önce 431 yılında açık bir savaşa dönüşmüş ve savaş 431-404 yılları arasında 27 yıl sürmüştür. Bu savaşlara Peloponez Savaşları denir. İsmini savaşların geçtiği bölgeden almıştır. Peloponez Savaşları Yunan toplumunu tümden değiştirmiştir. Bu savaşta karar verici bir meydan muharebesi olmamış aksine savaşlar daha çok belli girişleri, liman ve su yollarını kontrol etmeye, ticaret rantı ile gelişmiş bir şehir varsa onu talan etmeye dönüşmüştür. Hoplitin savaş meydanında çatışmasının yerini ekonomik-askeri mücadele almıştır. Böyle bir savaşta paralı asker ve silahlı akıncı satın alma gücü, denizcilik ve kuşatma önem taşımaya başlamıştır. Savaş alanı nüfusun toplandığı merkezlere taşınmıştır. Savaş, kahramanlık kültü etrafında kurulan hoplitin öngördüğü karar verici muharebe yerine bir politik ve ekonomik sistemin diğer politik ve ekonomik sistemi yok etmeyi amaçladığı stratejik bir karaktere dönüşmüştür.

Peloponez Savaşları sona erdiğinde Atina ekonomisi iflas etmiştir. Ancak Sparta ve müttefiklerinin de zaferlerini genişletecek ve kalıcı egemenlik kuracak güçleri yoktur. Bu savaşlar Yunan toplumunun gerilemeye başladığının göstergesidir. Yunanistan'ın kuzeyde ortaya çıkan komşuları karşısında da gerilemeye başladığını görüyoruz. Bu savaşlar Yunan toplumsal örgütlenmesi kırdan polisin merkezine taşımış, ordusunu istilacı bir orduya dönüştürmüş ancak yarattığı ekonomik yıkıntı Yunan toplumunun yerel bir güç olarak kalmasına yol açmıştır. Hiçbir zaman kendi coğrafyaları dışında istila gerçekleştirememişlerdir. Savaştaki büyük değişimlere rağmen taktik boyut çok fazla gelişmemiş, uzun vadede bakıldığında savaşın giderlerinin arttığını, savaşın devlet bütçesinin önemli ve devamlı bir kalemi haline geldiğini görüyoruz ancak temel savaş yapısı hala falanj sistemidir.

371 yılında Thebes ve Sparta polisleri arasında Leuctra Muharebesi gerçekleşmiştir. Bu muharebe Yunan falanjının geçiş dönemi muharebesidir. Taktik örgütlenmede ve savaşçı kültürde değişimler olmuştur. Sparta falanjı klasik bir örgütlenme ile hareket etmiştir.(Geleneksel örgütlenmede sağ kanattaki falanj en güçlü bölümdür.) Ancak Thebes ordusunda birlikler homojen şekilde dağılmamış ve sol kanattaki falanjı en güçlü falanj haline getirmişlerdir. Mücadelenin sonunda savaşı Thebes savaşı kazanmıştır. Bu mücadele Antik Yunandaki falanj sisteminin olgunlaştığı son noktayı göstermesi açısından önemlidir. 2.Phlippe, Leuctra Muharebesine şahit olmuş ve Makedon ordusunu farklı sınıfların birbirlerini desteklediği, esnek bir yapıya dönüştürmüştür. Oğlu İskender bu yapıyı daha sonra geliştirecek ve müthiş başarılar elde edecektir. Makedon ordusunun temel yapısının gelişimini bu savaş ile başlatabiliriz.