Bir cinayeti çözmek gerilim midir? vol2
Hepimiz, beynimizin bizi davet ettiği oyunlara katılmaya mükellefiz.
Bölüm iki
Mutlak suretle, içimde ürperti yaratan o telefonu açtım. İşimden bir arama geldi derken ne demek istediğimi kastettiğimi anlamamak zor olurdu. Korkunç, sesi titreyen bir ar- damar kalınlaşması hissettiğim bu adam; sevgili eşim Celco'dan başkası olamazdı. Celco, İspanyol genini tam kararında almış, uzun boylu yakışıklı bir doktor idi. Bir sanatçı kuvvetinden yola çıkarak, hayat arkadaşımı trajediden uzakta seçmem sizce mümkün müdür? kendisi hayatın ona verdiği dakikaları morglarda geçirirken, bir görev esnasında tutkulu bir aşkla yelken açarken, burası pek tabii ilginç gelebilir, morga tutku derken? burası başka bir hikayemizin konusu olacak. Kendisini pek severim lakin işinde gösterdiği sinir ile gündelik hayatımız bazen sapla samanı bulmaya benziyordu yada ayırt etmek mi desem? tahmin ettiğiniz üzere suç üzerinde çalışmayı kendime dert edinmiş bir polisim. Aksiyonsuz hayat, suyu olmayan bir yemeğe benzer. Dibi tutmuş, yanık tadı bulaşmış bayağı bir lezzet gibi yada içimdeki çılgın kadına anca böyle aksiyon heyecanı yaratabildiğim içinde olabilir neyse, kalkıp gitmek için hiç düşünmeden ruhsatımı sadece ruhsatımı alarak yola çıktım. Acil bir kahve yada viskiye ihtiyacım vardı. Anlayacağım, derin bir vaka ile yüz yüze olacağımdı.
Görünen kitap, anlam çıkarmak gerektirmez demiş bir şair. Okunacak bölümler açıkça, bakmayı bilmenle doğru orantılıdır. İyi bak ki, doğruyu gör. Celco'nun sesi sadece iki durumda heyecanlı gelebilirdi. Bir, işiyle ilgili ilginç bir vaka. İki, bana duyduğu derin sevgi. Şimdi, konumuz bana duyduğu derin bağ olmadığı için tahmin edersiniz ki, konumuz ilginç bir vakaya benziyor. Artık sevgili arabamla yollarımızı ayırıp sabaha doğru bu korkunç soğuklarla yüzleşmem gerekiyordu. -10 belki abartılacak kadar soğuk değil belki ama, pijamalarını çekip kendini -off moduna alan bir insan için şu an her durum -70 gibi soğuk geliyor! bir de korkunçluğunu tahmin edebildiğim bir olay.... neyse, tahmini bırakıp ne suç ile yüzleşmem gerektiğini görebilmem için arabadan indim ve morga doğru yola koyuldum. Celco, o saatte yatakta olması yerine neden burada? neden başı , isimlerini bilmediğim insanlarla dolu? morga göre fazla karanlık insanlar yok mu? aniden içeri sorularıma hızlı bir cevap bulma ümidi ile daldım. Korkunç kokular eşliğinde burnum yok olma hissiyle doluydu. Bir seri katil mi vardı? bu tuhaf ürkütücü kokular biraz zaman önce yaşadığı düşünülen cesetlerden... tamam kafamdaki soruları bastırmaya karar verip maskemi taktım ve iş samimiyetine geri dönerek neler olduğunu öğrenmeye dair teorileri dinlemeye yola koyuldum. İçimde, bilinmeyenin örtüsü altında saklı gizli tuhaf cinayetler dizisi yattığına dair korkunç doğrulukta şüpheler mevcut! eşimle birlikte çalışan bu insanlar neyi bulma ümidinde? sorularıma cevap alamamak beni deli ediyor. Bir katilin,eserine bakar gibi dikkatle işini yapan sevgilim o kadar resmi ki, benim geldiğimi bile fark etmesi dakikalarını alıyor. Acilen bir merhaba diyip sorularıma cevap verecek nitelikte bir bakış atıyor. En az 38 yaşında olduğu düşünülen bir kadın ile, 4 yaşında ki bir kızın cesedine bakıyoruz. Bu kadar genç insanların ceset kokusuyla dolan odada yılların alışkanlığı olsa bile insan ölümle nasıl başa çıkası hal alır? morglarda hayatımı geçirsem bile, gözümü karartıp,onların sadece bir 'ölü' olduğu fikri beni hala derinden sarsar. Yakından baktığımda ise gözümün önünden geçen manzaralar korkunç bir hal almaya başlıyor. Şüphe, derin bir tehlikeden, bilindik bir sona giderken, başımıza ne işlerin geleceği belirsizken, acaba çözebilmeyi umut ettiğimiz bu insan bedenleri bizi nereye götürecek?