Beni işgal evlerine götüren süreç ve sonrasısteemCreated with Sketch.

in #tr7 years ago (edited)

Önceki yazılarımdan sonra devamını getirmemi ve hayatım konusunda biraz detaya inmemi isteyenler oldu. Bende böyle bir yazı yazayım dedim. Her şeyiyle yazmış olsam çok uzun bir yazı olur o yüzden yüzeysel bir yazı olacak

Başlangıçta başarılı(?!) bir öğrenci hayatım vardı. İlkokul ve liseyi burslu okudum. Ortaokulda matematik olimpiyatlarına katıldığım oldu. Lakin liseye geçtiğimde bir şeyler ters gitmeye başlamıştı. 9. sınıfta 7 zayıfla sınıf tekrarı yaptım(Bu sene beni tek sevindiren şey bursum kesilmemişti :) ) Ama sınıfta kaldığım o sene okula çevre il ve ilçelerden yaklaşık 20 tane psikolog, psikiyatr ve rehber öğretmeni gelip 9. sınıflar arasında "müfredat dışı" genel yetenek ve matematik testi yapmıştı. Bir hafta sonra sonuçlar geldi ve "müfredat dışı" yapılan bu testlerde 9. sınıflarda birinci gelmiştim.. Herkes çok şaşkındı. 7 adet zayıfım vardı ve o sene sınıf tekrarı yapacak tek kişi bendim. Ondan sonra kafamda bir şeyler koptu ve okul okumak gözümde değersizleşmeye başladı. Kendimi iyiden iyiye saldım. Bir yandan aileden inanılmaz bir baskı görüyordum pek tabi. Lisenin sonuna doğru bu çatışmalar artmaya başladı. Siyasi ve dini görüşümün ailemin görüşleriyle zıt yöne evrilmesiyle bu durum uç noktalara taşındı ve ağır hakaretler işittim. Psikiyatri hastanesinde yattım 2 hafta ve aptal gibi yaklaşık 10 tane antidepresan kullandım aylarca. Gel zaman git zaman tarih 8 Ağustos 2015 i gösterdiğinde evden kaçtım. Cebimde 30 lira ve bir sırt çantasıyla yola çıktım Çorum'dan. 16-17 saatte otostopla İstanbul'a vardım. İşgal evlerinin varlığından haberdardım ama nasıl bir yapılanma var hiçbir bilgim yoktu. O sırada Kadıköy'de Don Kişot İşgal Evi'ni buldum ve içeriye attım kendimi. Elektriği, suyu olmayan terkedilmiş bir bina. Davası yaklaşık 25 yıldır sürüyormuş ve anarşistlerce 2013 senesinde işgal edilmiş. Toplam 3 ayım burada geçti. 30 lira bitince haliyle alternatif yolları öğrenmeye başladım. Gündüz bazen zincir marketlerden kamu yaparak akşam da çöpten freegan usulü yemek arayarak geçiyordu. Onun dışında fırınlar artakalan simiti, ekmeği ve poaçayı veriyordu. Başlangıçta bir zorunluluk haliydi ama sonra bir isteğe dönüştü bu. Aylar geçtikten sonra eve döndüm. Başta güzeldi ama sonra sorunlar tekrar patlak verince yine kaçtım. Bu sefer kafamda kendimi inzivaya çekmek vardı. Ruhumu dinlendirecek ve zihnimi berraklaştıracaktım. Önceki işgal evi kapatılıp yıkıldığı için(binanın davası sonlanmış) diğer bir işgal evine geçtim. Halen kullanımda olan o işgal evi hakkında buradan bilgi vermem sıkıntılar doğurabilir o yüzden bilgi vermekten kaçınıyorum. Neyse. Önceki yaşadıklarımdan deneyimli olduğum için bir şeylere ulaşmam daha kolay oluyordu. Hiç ama hiç param yoktu ama yemeğe ulaşmayı hiç sorun etmiyordum. Yine terkedilmiş bir binada kalıyordum. Bu sefer daha büyük bir binaydı. Hatta iki bina ama biz birini kullanıyorduk. Üste doğru 6; zemine doğru 3 katı vardı. 20-25 daire falan vardı sanırım binada. Tabi böyle daire maire deyince aklınızda ev canlanmasın :D Kapısı, penceresi, elektriği, suyu olmayan terkedilmiş bina işte. Sadece içeri bizim attığımız birtakım eşyalar var. 3,5 ayım da bu binada geçti. Son 3 haftasında ise koca binada gece gündüz tek başımaydım. Bana inanılmaz tecrübeler ve olgunluklar kattı bu deneyimim. Yeri geldi tinercilerle aynı odada uyudum yeri geldi onlarla yemeğimi paylaştım. Emin olun hiçbir şey dışarıdan göründüğü gibi değil. Herkesin 1 hafta da olsa ruhunu inzivaya çekmesi gerektiğini düşünüyorum. O sokağa inilmesi ve en dibin görülmesi gerektiğini düşünüyorum. 23 Ağustos 2016 da yazdığım şu yazıyı araya sıkıştırayım hatta:

"Bugün bir sokak köpeğini öpün.
Bir sokak kedisini öpün.
Bir süpermarketten çikolata çalın.
Bu çikolatayla bir sokak çocuğunu sevindirin.
Ve sonra bu sokak çocuğuyla aynı yerde uyuyun.
Bir gece bankta uyuyun.
Bir hafta parasız ve evsiz yaşamayı deneyimleyin.
Çöpten geri dönüştürülebilir yiyecek arayın.
Bugün o dört duvar arasından çıkın!
Sokakta, toprakta çıplak ayakla gezin.
Ve gün boyu vücudunuzda biriken negatif elektriğin toprağa akışını hissedin..
Cebinizdeki 3-5 kuruşla ya da parasız otostop çekip yola çıkın.
Aşık olun.
Şehrin göbeğinde çadır kurun.
Ve insanları izleyin.
Onlarda sizi garipser biçimde izlerken..
Bugün o inşa ettiğiniz normlarınızı kırın!
Kısacası bugün biraz yaşamış olun.."

Bu yaşadığım 6-6,5 ayı senelere değişmem. Bunları yaşamamış olsaydım şu an bazı şeyleri yerine koyamayıp melankoli evreninde sürüklenecektim. Sene oldu 2017 yaşım oldu 23. 2015'te hamdım, 2016'da piştim ve 2017 de yandım diyorum. 2018'de ise oldum diyeceğim günleri bekliyorum yaptığım planlarla. Merak edenler için şu an aile evindeyim. Ailem beni değiştiremeyeceğini anladığı için artık baskı kurmuyor. Ve evet hala üniversiteye gitmeyi düşünmüyorum. Yazımı sonlandırırken önceki yazılarımda olduğu gibi fotoğraflar ekliyorum:

Ama hemen öncesinde araya Instagram hesabımı iliştireyim :> @anarquiaa


3 Kasım 2015'te kapatılan ve ardından yıkılan Don Kişot İşgal Evi


Son kaldığım işgal evinin 5. katı. Onca şeyden sonra 12 Mart 2017'de ziyaret edeyim dedim


Don Kişot İşgal Evi'nin önü. Sonra bu koltuğu içeri taşıdık. En sağdaki arkadaş ise bir Katalan :>


Kaldırım taşı söküp mangal yapmadık demeyiz artık :)


Bombalara karşı sofralar etkinliği öncesi. Burada pazardan topladığımız yere düşmüş sebzeleri, meyveleri yemek yapmak için hazırlıyorduk ve sonra sokaktaki herkesle paylaşıyorduk


Önceki yazımda bahsettiğim Ziya abi(Ziya Çirkin) Komik fotolar var ama şimdi buraya atmak uygun olmaz :D https://www.cnnturk.com/video/yasam/yesilcam-figurani-cirkin-ziyanin-zorlu-yasam-mucadelesi


Don Kişot İşgal Evi sonuncu kat. Fedor(telefona bakan) burada bize kendi yaptığı enstrüman ile İskandinav müzikleri çalıyordu


Balkonda ateş yakıp çay demliyorduk ve ardından mum ışığında içiyorduk :> Son kaldığım işgal evi


Don Kişot İşgal Evi. Saçlarımın en uzun olduğu dönem :D Bağlamak zorunda kalıyordum. Sağdaki ben


Kadıköy sokaklarında yağmur altında yarı çıplak gezerken. Don Kişot zamanları

Sort:  

Soluksuz okudum. Çok güzel anlatmışsınız. İnsan en kanının kaynadığı dönemlerde sürüsüyle evrelerden geçiyor. Sahip olunacak tecrübelerin en değerlilerini yaşamışsınız. Yolunuz açık olsun, tebrikler.

Çok teşekkürler :> Sizin de yolunuz açık olsun

Congratulations! This post has been upvoted from the communal account, @minnowsupport, by cagri169 from the Minnow Support Project. It's a witness project run by aggroed, ausbitbank, teamsteem, theprophet0, someguy123, neoxian, followbtcnews/crimsonclad, and netuoso. The goal is to help Steemit grow by supporting Minnows and creating a social network. Please find us in the Peace, Abundance, and Liberty Network (PALnet) Discord Channel. It's a completely public and open space to all members of the Steemit community who voluntarily choose to be there.

The @OriginalWorks bot has determined this post by @cagri169 to be original material and upvoted it!

ezgif.com-resize.gif

To call @OriginalWorks, simply reply to any post with @originalworks or !originalworks in your message!

To enter this post into the daily RESTEEM contest, upvote this comment! The user with the most upvotes on their @OriginalWorks comment will win!

For more information, Click Here!
Special thanks to @reggaemuffin for being a supporter! Vote him as a witness to help make Steemit a better place!